Yeşil Sol Parti gazetecilerle buluştu: Ya feshedildi ya kuruldu
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), İstanbul Taksim’deki Taksim The Hill Otel’de gazetecilerle bir araya geldi. Toplantıya Yeşil Sol Parti’nin İstanbul milletvekili adayları Hasan Cemal, Cengiz Çiçek ve İlknur Birol katıldı.
Toplantının moderatörlüğünü yapan Nezahat Doğan, tutuklu gazetecilerin tutuklanmasına değindi. Gazeteciliğin hata olmadığını yineleyen Doğan, tutuklu ve tutuklu gazetecilerin çok değerli roller üstlendiğini vurguladı. Doğan, “Ya bu faşizme dur diyeceğiz ya da faşizm kurumsallaşacak” dedi.
‘ESAS HEDEF SİSTEM DEĞİŞİMİ OLMALI’
Yeşil Sol Parti İstanbul Basın Toplantısı’nda konuşan Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Adayı İlknur Birol, “14 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Kritik bir seçim, bir yol ayrımı olacak. Gerçekten yeni bir doğum sancısı gibi geçebildiğini görebiliriz. Ya yeni bir çağın başlangıcı olacak ya da karanlığa gömülecek. Karşılaştığımız baskılar ne olursa olsun, Partimizin temsil ettiği geniş topluluğa dayalı siyasi hamleler yapmalıyız. Bu nedenle HDP’nin kapanmasını da göz önünde bulundurarak seçime Yeşil Sol Parti ile girme kararı aldık. Sistem değişene kadar bu büyük değişiklik olmayacak. Asıl amaç sistemi değiştirmek olmalıdır.” dedi.
‘Taliban İttifakına Karşıyız’
“Bir seçimden sonra kolay değişim olmaz” sözlerini kullanan Birol, toplumun değişime hazırlanması gerektiğinin altını çizdi. Sahada vatandaşlarla konuşurken değişim ihtiyacı hissettiklerini belirten Birol, “Meclise gidiyoruz herkesin frenine basıyoruz. Partimiz, kadın temsilinin temel yaklaşımı doğrultusunda bir panorama oluşturmuştur ve bunu TBMM’ye güçlü bir şekilde taşıyacaktır. Bir Taliban ittifakıyla karşı karşıyayız. İstanbul Sözleşmesi’ni terk eden, kadına şiddeti normalleştiren, gelişmiş bir Taliban hayali kuran bu ittifakla karşı karşıyayız. Pazar günü halkımızın bu değişikliğe onay vermesini bekliyoruz” dedi.
‘SARAY FAŞİZMİNE SON, BOOTH’A GİDİN’
İlknur Birol’un ardından konuşan Yeşil Sol İstanbul Milletvekili Adayı Hasan Cemal, sözlerine şöyle başladı: “54 yıllık gazetecilikten sonra gazeteciler milletinin karşısına çıkmak beni rahatsız etmez desem ayıp olur. Yıllardır bu taraftayım. Gazetecilik için değerli olan manşet olmaktır. Okuyucuyu orada yakalamak istiyorsunuz. Hızlıca not aldım, nasıl manşet yapabilirim? Kadınları karanlığa hapseden, Taliban düzeyine indiren, erkek şiddetine kapı aralayan, kadınları meskene hapsetmek isteyen, gençliğin gelecek umutlarını söndüren, yaşam sevincini yok eden zihniyete karşı, gazeteci milleti hürriyetinden mahrum eder, üniversitelerin temelinde yatan eleştirel görüşü yerle bir eder, yerine medrese rektörlüğünü koyar. Selo’nun ileri gelenleri, Osman Kavala gibileri hapse atan, insanları hapse atan, siyasetçilere hapishane yolunu açan zihniyet Erdoğan’ın Saray faşizmini yıkmak için gidip oyumuzu vereceğiz. Ben sandığa ‘Saray faşizmine son’ diye manşet atardım.
‘MİLLİ İTTİFAK VE KÜRT İTTİFAK OLURSA DEĞİŞİM OLACAK’
“14 Mayıs seçim değildir” diyen Cemal, “Kaderin seçimi, medeniyet seçimi diyoruz. Büyük bir uzlaşma havası vardı. Bir yanda Millet İttifakı’nın kurulması, bir yanda Kürtlerin gelmesi” dedi. Yeşil Sol Parti çatısı altında bir kitle hareketi olarak öne çıkması ve Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığına destek vermesi ise çok değerli.Kürtler ve Türkler, Yeşil Sol Parti ve Millet İttifakı seçimden sonra ittifak kurarsa kapı açılır. değişim ancak o zaman açılır.Uzlaşma ruhundan bahsederken doğru yönetilmelidir.Çok ılımlı bir sürece girmek gerekir.Bunu başarabilirsek en yakıcı Kürt sorunu parti çatısı altında çözülecektir. Meclis” dedi.
ÇÖZÜM SÜRECİ VAR MI?
Kürt sorununun çözümüne ilişkin de konuşan Cemal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yakın geleceğimize bu olur mu?” Bir inançsızlık var. Nasıl yapacağız? Şu Millet İttifakına bakın, geçmişlerine bakın, yaptıklarına bakın, şimdi nasıl yapacaklar? Bu çürümüş sistemi nasıl yok edecek? Şimdiye kadar biriken çok büyük sorun yumağına karşı bir çaresizlik duygusu, yaygın bir inançsızlık var. Üzerinde kim yürüyecek? Böyle mi bırakacağız? Gazetecileri özgürlükle buluşturacak bir düzenleme yapamaz mıyız? UYGUN Parti ve öğelerini görüntüleyin. CHP’ye bakın. ‘Daha önce olmadı, bundan sonra da olmaz’ dememeliyiz. Bunu yapmak için yola çıkmalıyız. 80 yaşında siyasete giriyorum. Bunun için elimi taşın altına koyuyorum. Kılıçdaroğlu’nu çok iyi tanırım. Bu yaştaki bir insanın nasıl bir dönüşüm geçirdiğini biliyorum. Kılıçdaroğlu’nun bir kararlılığı var. Bu sorunlar, öncelikler sonrakilerle karıştırılmadan çözülmelidir. Önce yasaları çıkarmalıyız, sonra adımları atmalıyız. Nasıl olacak? Kılıçdaroğlu, Meclis çatısı altında çözeceğiz dedi. Bir komite kuruyorsunuz, bir yol haritası hazırlıyorsunuz ve sonra çalışmaya başlıyorsunuz. Neden bu kadar inançsızız? Neden? Bunu sana düşündüren nedir? Yeşil Sol Parti olarak kendimize inanıyoruz.”
‘BU POLİTİKALAR DEVAM EDERSE BÖLÜNME OLACAK’
Kürt sorununun analizi konusunda iyimser olduğunu vurgulayan Cemal, sözlerini şöyle tamamladı: “Yeşil Sol Parti mitingi vardı. Kendi müzikleriyle nasıl dans ettiklerini görünce aklıma bir şey geldi. Bu ülkede bir asırdır Kürtlerin kültür ve kimliğini inkar eden bir zihniyet hakimdir. Sonuç yine bakın yüz yıl sonra bu insanlar dans ediyor. Kendi kültür ve kimliklerine sahip çıkıyorlar. Ya da parti üstüne parti kapattılar. Orayı parti mezarlığına çevirdiler. Sonuç olarak Kürtlerin çabaları devam etti. Bugün 6 küsur milyon oy alan bir parti siyasi arenadaki varlığını sürdürdü. Bütün bunlar Kürt siyasi çabasını geriletmedi, aksine artırdı. Ormanlarını, köylerini yaktınız. Vatanınızdan sürgün edildiniz. Hiçbir şey değişmedi, direniş artarak devam etti, örgüt ağırlaştı. Bugün parlamentoda kilit bir parti haline geldi. Ya bu işe yaramazsa? Yine aynı şeyleri yaşayacağız. Bizi nereye götürecek? Irak Kürdistanı’na bakın, Rojava’ya bakın. Bu ülkede bu politikaları devam ettirirsek parçalanmanın kendisi gerçekleşir.”
’15 MAYIS ZAFER SABAHI OLACAK’
Seçimde aktif rol alan HDP İstanbul Milletvekili Adayı Cengiz Çiçek, “Uzun yıllardır demokrasi mücadelesi verenlerin günü olacak. 15 Mayıs zafer sabahı olacaktır. Bir klipte İHA’ları uçuran ve yerleri bombalayan bir hükümet hayal edin. Bir savaşı takip etmek üzere, Vietnam. Zafere olan inancım bununla güçleniyor. Kendi çıkarlarını toplumun çıkarlarının önüne koyar. Savaş siyasetinden başka üretip pazarlayacak bir şey kalmadı. Bu da hükümetin ne kadar sıkı olduğunu gösteriyor. Kral çıplak. Bu güç oldukça zayıftır. Geri dönülmez bir şekilde yok edilecektir. 14 Mayıs yine bir kuruluş süreci olacak. Asırlık monist sistemin yok saydığı bir renkten ve inkar ettiği bir siyasi gelenekten geliyoruz. Bu hesaplaşma olmadan, kötülük bir yönetim biçimi olmaya devam edecektir. Sadece AKP-MHP iktidarını devirmek için değil, bu tabanı inşa etmek için de bir örgütlenmeyi hedeflemeliyiz. Kendimize üçüncü yol diyoruz. Halkları bir bütün olarak iki ana politikaya mecbur bırakmayacaklarını söyleyebiliriz. Argümanımız şudur: İki ana akım hakim siyasetin dışında yeni bir yol mümkündür. Halkın duruma el koyduğu bir süreç olarak görülebilir.”
‘YA ÇÖZÜLDÜ YA YÜKLENDİ’
“Kürt sorunu ya çözülecek ya da kurulacak” diyen Çiçek, “Ya çözülecek ya da yeni bir demokratik cumhuriyet kurulacak. Ortası yok. Bunun ideolojik bir arka planı olmasına da gerek yok. İmamoğlu’na yönelik saldırıda ‘İçişleri Bakanı neden görevini yapmadı?’ Söylenmesi gerekirken ‘hak etti’ diyen bir toplumsal kesimle karşı karşıyayız. Biz Kürtler artık kardeş değil, eşit olmak istiyoruz. Çok yarası var. Kapatma davasının getirdiği zorluklar sadece yaşananlar değil. Yeşil Sol Parti’ye sunuldu.Bu dezavantaj sandığa yansıtılırsa sadece biz kaybetmeyiz.Bütün Türkiye etkilenir.Yeşil Sol Parti ile Sol Parti karıştırılıyor.Okuma yazma bilmeyen seçmen dediğimizde Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı CHP olarak anlaşılıyor.Bu nedenle hem Yeşil Sol Parti’ye hem de CHP’ye damga vuruluyor.Bu geçersiz oy olur.Bununla ilgili teknik çalışma da yapıyoruz.Kapıları çaldığımızda onlar diyorlar. Yeşil Sol Parti’ye değil HDP’ye oy verecek. Bunu erken fark ettik ve ortayı kapatıyoruz” dedi.
ÖCALAN İLE GÖRÜŞME İDDİASI
Çiçek, Abdullah Öcalan’la görüştüğüne ilişkin iddialara da değinerek, “Abdullah Öcalan’ın avukatıydım. 25 aydır haber alamadık. İki adres var. Avukatlar ve ailesi. Haber alamıyorum derlerse.” , kendisine prestij verilmeli” dedi.